+90 (532) 446 76 15

Finansal Analiz – Risk Ölçme ve Risk Değerlendirme

Finansal Kuruluşlara yapılan kredi taleplerinin değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir araç finansal analiz ve risk ölçmedir.

Risk tanımı,nakit bir kredinin geri dönmeme ve gayrinakit bir kredinin nakde dönüşmesinden sonra firma tarafından ödenmeme olasılığıdır.

Bir firmanın riski ölçülürken kredi yöneticisinin kişisel yaklaşımları,deneyimleri,bankanın politikaları ve yönetim felsefeleri önemli ölçüde rol oynamaktadır,Sonuç itibariyle risk değerlendirme ve ölçme sistemleri çok geniş bir perspektifte subjektif modellerden objektif modellere kadar geniş bir yelpaze içerisinde yer almaktadır,

Finansal kuruluşlar matematiksel risk değerlendirme modelleri gerçekleştirmekle birlikte kredi yöneticisinin yada Pazarlama birim yöneticilerinin kişisel değerlendirmelerininde ağırlıklı payına halen yer vermektedirler.

Son derece kapsamlı bir risk değerlendirme ve ölçme sistemi sadece firmaların finansal verilerinden hareket etmez ve etmemelidirde,rakamsal olarak ifadesini bulamayan,Örnek olarak firmanın kullandığı teknoloji,Yönetim kalitesi ve etkinliği,gelecekteki beklentileri ve düşünceleri gibi verilerinde değerlendirmede dikkate alınması gerekmektedir,

Bir firma’nın Finans departmanının başında Sahibinin konusunda eğitimsiz bir akrabasının çalışıyor olması,elbetteki o firma hakkında yapılacak risk değerlendirmesinde olumsuz bir faktör olarak karşılarına çıkacaktır,Çünkü görevin gerektirdiği,eğitim,bilgi, deneyim’e sahip olmayan bir yönetim kademesinin firma’yı nereye götüreceği belirsizdir,ve Finansal kuruluşlar kredi verme aşamasında yada kredinin izlenmesi aşamasında hiç şüphesiz ki bu hususları elbetteki dikkate alacaklardır.

Sağlıklı bir risk ölçme sisteminin var olması için,risk ölçümünün zaman içinde kişilere ve koşullara göre değişmeyen kriterlere göre yapılması zorunludur.Bu kriterlerin yazılı ve herkes tarafından biliniyor olması gereklidir,Ancak böyle bir yaklaşım ve değişmeyen kriterlere göre yapılan risk ölçümleri bir anlam ifade eder ve değişik zaman dilimleri içinde yapılan ölçümler birbiriyle karşılaştırılabilir,

Basel II.kriterlerinin getirdiği en önemli husus olan ve alt detayında yatan risk ölçme ve sınıflama sistemlerinin bir başka yararı,kredi portföyünü risk derecelerine göre sınıflara ayırması ve toplam kredi portföyönün taşıdığı riskin belirlenmesine yardımcı olmasıdır,Bunun sonucunda finansal kuruluş toplam kredi hacminin ne kadarının mükemmel olan firmalara,ne kadarının durumu iyi olan firmalara ve ne kadarının durumu kötü olan firmalara tahsis edildiğini kolaylıkla belirler.

Risk ölçme ve sınıflama sisteminden elde edilebilecek bir diğer yararda fiyatlamaya yardımcı olmasıdır.Bilindiği üzere Basel II’nin uygulanmaya başlamasından sonra Finansal kuruluşlar değişik risk derecesindeki veya sınıfındaki firmalara değişik kredi faiz ve komisyon oranları uygulamaya başlayacaklardır,Yüksek risk taşıyan firmalara yüksek faiz,az riskli yada risksiz firmalara daha düşük oran ile faiz uygulaması yapacaklardır,Yine bilindiği üzere artık standart sermaye değil,risk derecesine göre sermaye ayırmak durumunda olacaklardır,

Bizce en üzerinde durulması gereken ve asıl kırılım noktası buradan sonra başlamaktadır,Halen KOBİ’ler hangi kriterlere göre yüksek riskli,az riskli yada risksiz olarak değerlendirileceklerdir, bunu bilmemektedirler ve maalesef bu yönde Finansal Kuruluşlarında  bir hareket planı bulunmamaktadır,

Eğer bizler gerek İşletme Sermayesi gerekse Yatırımlarımız için gerekli olan Yabancı Kaynağı Finansal kuruluşlardan temin edecek isek,yada temin etmeyi düşünüyor isek,yapılanmamızı buna göre şimdiden planlamak zorundayız,İyi bir Muhasebe alt yapısı,Yönetim Muhasebesi temellerini atmak ve Şirketin faaliyetleri sonucunda yarattığı tüm gelirleri Bilanço’muz içerisinde göstermek durumundayız,

Bu işin ilk aşamasıdır,Bundan sonrası ise aslında birçoğumuzun yaptığı ve Şirketlerimizde Performans kriteri olarak belirlediğimiz hususları daha iyi ve ölçülebilir hale getirebilmemizdir,ancak burada Finansal kuruluşlara da büyük görev düşmektedir,Son 1,5 yıldan bu yana ciddi şekilde literatürde yer almaya başlayan KOBİ bankacılığı adı altında tüm Finansal kuruluşların,gelirlerinin ana kaynağını oluşturan kobiler ile daha sağlıklı bir zeminde bir araya gelmek ve sorunsuz bir şekilde işbirliği içerisine girmek ve devam ettirmek istiyorlar ise oluşturdukları yada halen üzerinde çalıştıkları risk derecelendirmesi çalışmaları çerçevesinde yaptıkları notlandırmalara esas teşkil edecek kriterleri ve bu notlandırma içerisindeki önem derecelerini KOBİ’lere anlatmak gereği içerisinde olmalıdırlar diye düşünüyoruz,

Finansal Analiz ve Risk Ölçme,bir firmanın bilanço,gelir tablosu ve diğer bazı finansal verilerden hareketle ayrıntılı bir finansal analiz ve basit bir risk ölçme modeli içinde risk değerlendirme ve sınıflama yapmak mümkün olabilmektedir,

Genel uygulama bir firmanın geçmiş üç yılına ait finansal verilerle çalışılıyor olmasıdır,Bir kredi tahsisi yapılırken firmanın sadece geçmişine değil, geleceğine de eşit ağırlıkla bakılması gerekmektedir.

Kapsamlı bir risk değerlendirme ve ölçme sisteminde şu faktörlerinde değerlendirilmesi ve notlandırılması gereklidir,

  • Kredinin Kullanım Yeri ve amacı
  • Risk ve Teminat durumu
  • Geri ödeme kaynağı ve vadesi
  • Finansal durum
  • Kredi işlemindeki belgeleme
  • Kredi Kalitesi ve bilgi akışı
  • Fiyatlama
  • Mevduat ve Bankacılık Hizmetleri İlişkisi

Risk ölçme ve sınıflama’da yapılan Finansal Analizler genel kabul görmüş analiz yöntemleri ile bir değerlendirme yapmaktadır,Basit anlamda bu analizler,Karşılaştırmalı Düzeltilmiş Bilanço ve Kâr Zarar Tablolarının Yüzde dağılımları [ Dikey Analiz ],Kaynak Kullanım Analizi ve Finansal Oran Analizidir.

Finansal analize tabi tutulan firmalar önceden belirlenmiş kriterler parametreler ile değerlendirmekte ve firmayı bir risk sınıfına dahil etmektedir,Değerlendirme parametrelerini de beş ana grupta toplayabiliriz,

  1. Kârlılık ve Enflasyona göre değerlendirme
  2. İstenen Aktif yapısına göre değerlendirme
  3. Net İşletme Sermayesine göre değerlendirme
  4. Finansal Oranlar Trendine göre değerlendirme
  5. Seçilmiş Finansal Oranlara göre değerlendirme

1.madde’yi biraz açarsak,Enflasyon oranları,ait oldukları yıllardaki net satış artışları ile karşılaştırılmakta ve satış artışının enflasyon oranının altında kalması durumunda olumsuz olarak değerlendirilmektedir,

Brüt kârlılık oranlarının ise diğer finansal oranlardan ayrı olarak değerlendirilmesi tercih edilmektedir,Bir Finansal Kuruluş için firmanın likiditesi kadar,belki ondan önemli olan firmanın esas faaliyetkonularından kâr elde edip,etmediğidir,ve bu brüt kâr oranının yıllar itibariyle izlediği seyir ve artış oranlarıda önem kazanmaktadır.Örnek vermek gerekirse firmanın bir önceki yıl’a göre Brüt kâr / Net Satışlar oranı % 30 büyümüş ise en yüksek değerlendirme notunu alabilir.

2.madde’de belirtilen İstenen Aktif yapısına göre değerlendirme konusu ise ayrı bir önem arzeden değerlendirme kriteridir,Bilindiği üzere Bilanço’nun aktifi Cari Aktifler / Kasa ve Bankalardaki nakit mevcudu – Ticari Alacaklar – Stoklar ve Akreditifler – Bağlı Kıymetleri – İştirakler – Diğer Aktifler – Uzun vadeli alacaklar – Depozito ve Diğer Aktifler / Sabit Kıymetler ise Maddi Sabit Kıymetler ve Gayri Maddi Sabit Kıymetlerden oluşmaktadır [ Arsalar – Binalar – Makine ve Tesisler – Demirbaşlar ve Taşıtlar / Kuruluş Masrafları – Şerefiye,İhtira ve diğer / Bilanço’nun aktifi İşletmenin yatırımları veya finansal kaynaklarının kullanım yerlerini gösterdiğinden finansal açıdan olmasa bile İşletmenin faaliyet konusu açısından oldukça önemlidir,Bu konunun önemini vurgulamak için bir örnek vermekte yarar vardır,Esas faaliyet konusu Dayanıklı Tüketim Mallarının pazarlanması olan bir firma,banka’ya kısa vadeli ticari bir kredi almak için başvurduğunda,bankaya sunduğu bilançosunun aktif yapısının şu şekilde olduğunu varsayalım.

AKTİF YAPISI           %
Cari Aktifler         10
BAĞLI DEĞERLER        5
Net Sabit Değerler   85

Böyle bir yapı,firmanın kaynaklarının % 85’lik bir bölümünü sabit kıymetlere yatırmış olduğunu göstermektedir,Oysa firmanın esas faaliyet konusu,bu denli büyük bir yatırıma gerek göstermemektedir,Firmanın üretimi olmadığı için,fabrika binasına ve makine ekipmana gereksinimi yoktur,Ayrıca pazarlaması yapılan mallar bozulabilir türden mallar olmadığı için,depolanmaları için büyük yatırım gerektiren soğuk hava tesisi gibi bir tesise de gerek yoktur,Geriye kalan yorum,bu firmanın gereksiz yere sabit kıymetlere [ arsa,bina,makine ve ekipman gibi ] kaynak tahsis ettiği ve esas faaliyet konusu için yeterli kaynak ayırmadığıdır, faaliyet konusu dayanıklı tüketim mallarının pazarlanması olan bir firmanın aktif bileşiminde cari aktiflerin ağırlıklı olması beklenmektedir.

3.madde’de yer alan Net İşletme Sermayesine göre değerlendirme kriteri yine Firmanın  Net İşletme Sermayesindeki değişime ve bu değişimdeki oransal artışa göre notlandırılmaktadır,firmanın Net İşletme Sermayesi’nin bir önceki yıl’a göre % 50 oranında artış göstermiş olması en yüksek not ile değerlendirilmesine yol açmaktadır,Net İşletme Sermayesinde oluşacak tüm iyileşmeler,firmanın kısa vadedeki tüm borçlarını ödeyebilme kabiliyetini ve kapasitesini göstermesi açısından son derece önem taşımaktadır.

4.madde’de yer alan finansal oranlar trendine göre değerlendirme de ise Finansal Kuruluşlar tarafından değerlendirme’de esas alınan başlıca finansal oranlar şu şekildedir;

  • Cari Oran
  • Borçlar / Öz Sermaye
  • Kısa Vadeli Borç / Toplam Borç
  • Sabit Kıymet / Öz sermaye
  • Faiz Ödeme gücü
  • Borç Servis Oranı
  • Alacak Devir Hızı
  • Stok Devir Hızı
  • Alacakların Ortalama Tahsil Süresi
  • Stokların Ortalama Tüketilme Süresi
  • İşletme Sermayesi Devir Hızı
  • Sabit Kıymet Devir Hızı
  • Aktif Devir Hızı
  • Öz sermaye devir hızı
  • Net kâr / öz sermaye
  • Net kâr + Faiz / Toplam Aktif
  • Faaliyet kârı / Net Satışlar
  • Net kâr / Net Satışlar

Bu oranlar içerisinde dikkat edilmesi gereken en önemli oranlar Borçlar / Öz sermaye ve kısa vadeli borçların toplam borçlar içerisindeki payıdır,Diğer sayılan tüm finansal oranların artmasının olumlu gelişmeler olarak yorumlanmasına rağmen,bu iki oranın zamanın içinde artması ise olumsuz olarak yorumlanmaktadır.

Bu iki oran için yapılacak değerlendirme ise yıllar itibariyle söz konusu oranlarda % 30 oranında azalma olması durumunda en yüksek değerlendirme notunu alacak olmasıdır.

En son madde de yer alan  seçilmiş oranlara göre değerlendirme kriterinde ise;

  • Cari Oran
  • Borç / Öz sermaye
  • Faiz Ödeme Gücü
  • Borç Servis Oranı
  • Net kâr / Öz sermaye
  • Net kâr / Net Satışlar

Firma’nın oranları ile olması istenen oranların karşılaştırılmasında firmaların bizce en önemli dayanaklarından bir tanesi ise faaliyette bulunduğu sektör oranlarının dikkate alınmasıdır,T.C Merkez Bankası yıllık olarak firmanın faaliyette bulunduğu sektör içindeki oranlarını,ve analize tabi tuttuğu tüm firmalar içerisindeki oranlarını yayımlamakta ve firmaların talebi doğrultusunda kendilerine göndermektedirler,Burada halen sır konumunda bulunan ve firmanın analize tabi tutulduğu sektör içindeki diğer firmaların kimler olduğunu bilmemeleri,belki esas faaliyet konularını tam olarak karşılaştırmaları açısından bir engel teşkil etmektedir.

Bu değerlendirmede yukarıda sıralanan altı tane oran alınmıştır,Bunun nedeni banka’dan kredi talep eden bir firmayı değerlendirirken,bu altı oranın dikkat edilmesi gereken en önemli oranlar arasında olmalarından kaynaklanmaktadır, Doğal olan bir sonucu da belirtmekte fayda vardır,Her Finansal kuruluşun ve kuruluş içerisinde çalışan analistin kendine özgü yaklaşımlarına göre bu oranların seçimi değişebilir ve arttırılabilir yada azaltılabilir.

R.Sefa KABAALİOĞLU
Finans Kulüp Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı
Kobi Çalışma Grubu Yöneticisi
Tosyöv İstanbul Destekleme Derneği
Yönetim Kurulu Üyesi

Kaynak           : Risk-Metre’nin ilk versiyonunun anlatıldığı kitaptaki örnek.